ÇİFTLİĞİMİZİN VE MANDIRAMIZIN ÖYKÜSÜ

Geleneksel Türk dondurması üretmek için yola çıktığımızda sene 2012 idi. Fakat bu çok özel lezzete olan aşkımız çok daha öncelere dayanıyor. Yurt dışından gelen her misafirimize bu benzersiz dondurmayı tanıtıp onlardan olumlu bir geri dönüş alabilmek için ne kadar çok çabaladığımızı çok net hatırlıyoruz. Misafirlerimiz kendilerine mükellef bir Türk sofrasının ardından dondurma ikram edildiğinde hep çekinceli oluyorlardı.

Biz ise bu lezzeti tanıtmak için her zaman ısrarcıydık. Ancak her geçen sene bulabildiğimiz tattırdığımız Türk dondurmasının lezzeti değişmeye başladı. Bir gün anladık ki zamanında bizler için çok özel olan bu dondurma artık misafirlerimize tattırmaya değer bir ürün olmaktan çıkmıştı. Acaba değişen damak tadımız mıydı?

Bunun böyle olmadığını Toros yaylalarındaki küçük bir köyde dükkanı olan 83 yaşındaki bir dondurma ustasıyla tanışınca anladık. Yaptığı dondurmayı tadar tatmaz yıllar önceki o kaymaksı dondurma lezzetini hatırladık. Ustayla oturup sohbet etmeye başlayınca öğrendik ki onun dondurmasını endüstriyel dondurmalardan farklı yapan temel şey kullandığı keçi sütü ve bölgeden elde edilen salepti. Sütünü ise keçilerini Toros dağlarında otlatarak besleyen yerel üreticilerden temin ediyordu. Peki neden büyük çaplı üreticiler bu reçeteyi değiştirmişlerdi. Sektörün bu küçücük dükkanla karşılaştırıldığında çok daha iyi makineleri, tüm imkanlara sahip fabrika binaları vardı. Ancak 83 yaşında bir ustanın elinde olan bir tek imkan onlarda yoktu: keçi sütü yoktu. Ve ihtiyaçları olan şey herhangi bir keçi sütü de değildi. Sütün merada beslenen yerli ırk keçilerden sağılması gerekiyordu. Bu noktadan sonra yürümemiz gereken yol çok açıktı. Eğer orijinal tarifiyle Türk dondurması üretmek istiyorsak yerli ırk keçilerin merada beslendiği bir keçi çiftliği kurmak ve keçilerini merada besleyen yerel üreticilerle bağlantıya geçmek zorundaydık. Bu nedenle çiftliğimizi Toros dağlarının eteğinde konumlandırdık. Bu bölge dondurmadaki kaymaksı aroma için gerekli olan geniş bir bitki türü çeşitliliğini içeriyordu.

Modern ve geleneksel hayvancılığın en iyi yönlerini bir araya getirerek ürünlerimizdeki sütün hem hijyen hem de 50 yıl önceki besleyici değerde olmasını sağlayabilmiş olmanın mutluluğu içindeyiz.

Murat Ulusoy

Kurucu

İletİşİme Geçİn

ketçi

200 000

metrekare Otlak

ketçi

1 500

adet Keçi

ketçi

10 000

metrekare Kapalı alan

ketçi

650 000

litre Yıllık süt üretimi